“Aşkı
tasavvuf tarihinde ilk defa ıstırap ve elem olarak tanımlayan Hallâc Mansûr’a
göre sevgi,ezeli bir sıfat ve yardımdır. Bu olmasaydı insan ne imanı ne de
Kur’an’ı tanıyabilirdi.
O, ilahi aşkı pervane ve mum ışığı metaforuyla anlatır.
Ona göre pervane aşığı, mum ışığı hakikatin ilmini, sıcaklığı hakikatın
hakikatini, alevin içine dalmaksa hakikatin hakkını sembolize etmektedir.
Bir
diğer deyişle pervanenin ışığı görmesi “ilmi’l- yakin”, ışığın hararetini
hissetmesi kendisini ateşin içine atıp yanıp kül olması “Hakka’l-yakin”dir.
Aşkın en son merhalesi olan bu hali anlayıp kavramak zordur.
Hallâc aşk
kavramına ilk defa kanı karıştıran sûfidir. İlahi aşk yolunda benliğinden geçip
“Ene’l- Hakk”dediği için idam edilirken elleri kesildiği zaman aşıkların rengi
olduğu gerekçesiyle yüzünü kana bulamış, kollarına kan sürerek abdestini
tamamladığını söylemiştir. “Bu ne biçim abdest?” diye sebebi sorulunca, “Aşk
ile iki rekat namazın abdesti kanla alınmazsa sahih olmaz” cevabını vermiştir.
Ona göre bu hareket, aşktaki samimiyetin ve doğruluğun göstergesidir.”
(Bardakçı,
2005, s. 126–127)
Yorumlar
Yorum Gönder