bir ney Ana içeriğe atla

Kayıtlar

sevgi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Bir Güzel Konuşma ve Bir Güzel Mektup

"Omnis cellula e cellula.”     "Her hücre başka bir hücreden oluşur.” Bana sayılı günler içinde sonsuzluk verdin.   Adım Hazel Grace Lancaster Augustur Waters benim şanssız yegâne aşkımdı. Bizimki destansı bir aşk hikâyesiydi ve muhtemelen gözyaşlarımda boğulmadan bir cümle söyleyemeyeceğim. Tüm gerçek aşk hikâyeleri gibi bizimki de bizimle ölecek. Olması gerektiği gibi. Gus'ın benim anma konuşmamı yapmasını umuyordum. Çünkü başka kimse yok Neyse Aşk hikâyemizden bahsetmeyeceğim çünkü bahsedemem. Onun yerine matematikten bahsedeceğim. Matematikçi değilim ama bunu biliyorum: Sıfırla bir arasında sonsuz sayı vardır. 0.1 var, 0.2, 0. 112 var ve sonsuza dek böyle gidiyor. Tabii sıfırla iki arasında daha çok sonsuz sayı vardır veya sıfırla bir milyon arasında. Bazı sonsuzluklar diğerlerinden daha büyüktür. Önceden sevdiğimiz bir yazar söylemişti bunu. Elime geçen sayılardan daha fazla yaşamak istiyorum. Tanrı biliyor ya Augustur Waters...

Bana Kalbini Vermen İçin

Merhaba Hayallerimde seninle baş başaydım, Ve rüyalarımda binlerce kez dudaklarını öptüm. Bazen seni kapımın önünden geçerken görüyorum Merhaba, aradığın ben miyim?   Bunu gözlerinde görebiliyorum, Bunu gülümseyişinde görebiliyorum, İstediğim tek şey sensin ve kollarımı sonuna kadar açtım. Çünkü ne söylemen gerektiğini, Ve ne yapman gerektiğini biliyorsun. Sana bunu söylemeyi o kadar istiyorum ki, seni seviyorum.   Saçlarına yansıyan gün ışığını görmeyi özledim Sana defalarca kez seni seviyorum demek istiyorum. Bazen kalbim yerinden fırlayacakmış gibi hissediyorum. Merhaba, sana bunu söylemem gerek.   Çünkü nerede olduğunu, Ve ne yaptığını merak ediyorum. Bir yerlerde yalnız mı hissediyorsun, yoksa birileri seni seviyor mu? Bana kalbini nasıl kazanabileceğimi söyle, Çünkü hiçbir fikrim yok. Fakat izin ver, seni sevdiğimi söyleyerek başlayayım.   Merhaba, aradığın ben miyim? Çünkü nerede olduğunu merak ediyorum, Ve ne yaptığını. Bir yerlerde yalnız mı hissediyorsun, y...

Sonrası...

Sonra birisi çıkıyor karşına, seni aşkın varlığına inandırıyor, kendi dünyasının merkezine seni koyuyor, gözünün içine bakıyor, mutlu ol diye, senin için tüm fedakarlıkları yapıyor sonra sana diyor ki ben sevgiye inanırdım, aşka inanmazdım ama sana aşık oldum hem de çok. O an anlıyorsun aşk hala var ve eninde sonunda diğer yarın çıkıyor ortaya. Seni de kendini de aşka inandırıyor. Diğer yarını bulmak dünyanın en güzel hissi ve bunu iyi   anlıyorsun...

Bizim Gülümüz Solmaz

«Yar güldü, benim bahtım uyandı, Evim, gönlüm çiçeklerle donandı, Gören cennet sanıp, şaştı inandı Evim, gönlüm çiçeklerle donandı.» Ahmet Rasim Ey nur-u didem, ey melek, Gördüm bugün bir hoş çiçek Durdum, dedim verse gerek, Bu hoş çiçek senden nişan Tutum elimde kokladım Çeşm-i nizarı yokladım Bakdım döker hasret yaşı Kopdu gönülden bir figan Müştakiyim, bir busenin, Ömrün senin, ruhum senin, Aylar değil yıl geçse de Olmaz yine aşkın nihan. Ali Kemal

Sevgi

Mutsuzluğu Ve Umutsuzluğu Yenmek İçin Gereken O Sonsuz Enerji Stokunu   Ancak SEVGİ Sağlayabilir. *** Sevgi bir özveridir Sevgiyi paylaş ki?   Kolların kapandığı zaman   Yalnızlığı kucaklama *** Bir başka kişinin Gururunu kişiliğini; Silmeksizin birleştirici olma gücü,   Yalnızca SEVGİ’de vardır.

Neyi seversen, O olursun.

Bilsem de...

Provası yok hayatın. Ne yeniden yasamak mümkün ne de yaşadıklarını silebilmek. Önemli olan,  İlk defa değil son defa sevebilmek...

Sen Benim Özümdesin

Sözün başında hayırlar dilemenin yetmediği, sevgi sözcüğünün dahi kifayetsiz kaldığı, cümlelerin tutuklaştığı bir anımda, içimden sana yazabildiğim kadar güzellikler temenni ederek kalemi elime aldım. Gün her zaman doğar da, bugün bir başka doğmuştu. Mektubun gelmiş gözlerim değil kalbim ruhum çoşmuştu. Sevgilim Zaman ve hayat içinde yandığımız bir ateş gibi, ikimizi tüketmeye çalışıyor. Benimki daha mı farklıydı, dersen, sen gelmeseydin, benim ki daha çabuk mu tükenecekti acaba diyorum. Cevabım hazır…evet hem de çok az kalmıştı…belki son nokta konmuş, sayfam kapanmış olacaktı. Vefâlım! Bütün günahlarımı toplayıp sana taşıdım. Affet beni diye…şefkatli yüreğin ve aşk nefesinle  kara deliğe dönüşmeden sildin süpürdün hepsini. Öyle ki son raddeye gelmiş  beni içine çekebilecekken.  Sen dur dedin…olmaz dedin ve kaybolup gitti.   Defalarca, kaybolmak istiyorum…dedim…sen hayır…kaybolmayacaksın ısrarınla bana hayat verdin. Geçmişim, ah benim zalim geçmişim,  beni ne çok yıpratmıştı. Şimdi ise...

Senin Aşkın, Benim

Gecelerimin kandili! Sabahlarımda beni uyandıran kalp saatim… İncitmeden titreten, yıpratmadan günüme aydınlık veren iç huzurum. Bitkin ve kör kuyu gibi kalmış bedenimi…sıcak öpücüğünle ve baygın bakışlarınla yine uyandırdın…unutabilir miyim seni. Gözlerimde seni hatırlatan rüya kalıntılarını hissedince…kızarmışlığın nedeni sorulmaz ama bir özlemin izleri var gizlice içime sızdı…acındım…yine üzüldüm. Sessizliğimi yırttı yavaş yavaş konuşman ve sonra nefes dahi almadan  uzun kesintisiz duruşunla… ayıktırdın beni. Kıpkırmızı yanakların ve koynunda çıkan parlak harf kolyen, bir güneş ziyası gibi kalbime ulaştı. Birde alevli dudağından çıkan dumanlı nefesinle beni uzaktan öpüşünü unutabilir miyim? Fark ettim…Öptün gizlice… Dudaklarım kavrulmaya başladı da, içimde bir şeyler mi ölüyor, yoksa ben mi? anlayamadım. Sarhoş ettin beni… bunun cevabı yine sende olmalı Hasret çektiğim unutmadığımdan, hep  sen öpermişsin de bende etkisinde kalmışım…dudaklarımı ısırıyorum. Mosmor dudakla...