bir ney Ana içeriğe atla

Kayıtlar

aşk ve ölüm etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Benimde Saklı Saçı var

Yıllar ne çabuk geçti o günler arasından Bir tel saç onun kaldı bütün hâtırasından Hâlâ duyarım bin sızı ben her yarasından Bir tel saç onun kaldı bütün hâtırasından

Ey Efendimizin Annesi

اسم تو می بارد از نفس باران Senin ismin yağıyor, yağmurun nefesinden. نور رُخت دارد جلوه بی پایان Yüzün nurundan sonsuz bir davet var. بر دل خسته می دهد اسمت لذت عشقی مدام İsmin yorgun bir kalbe devamlı bir aşk lezzeti veriyor. بر روح بلندت سلام Yüce ruhuna selâm سلام ای گوهر دریای نور Selâm! Ey nur denizinin cevheri ای آیه زیبای عشق Ey aşkın güzel ayeti ریحانه روح خدا Allah ruhunun reyhânesi سلام ای دار و ندار علی Selâm! Ey Ali’nin herşeyi ای بود و نبود حسن Ey Hasen’in bütün varlığı ای مادر ارباب ما Ey Efendimizin annesi ذکر لب نوکرها سیدتی لبیکِ Hizmetçilerin dilindeki zikir Seyyideti Lebbeyki یا فاطمه الزهرا صلی الله علیکِ Ya Fatıma’t-üz Zehrâ sallallâhü aleyke مِهر تو در دل ها آیه توحید است Yüreklerde senin bağlılığın tevhid ayetidir. جلوه ای از نورت صورت خورشید است Nurundaki davet, güneş gibidir. آیه به آیه از دل قرآن داده خدا این پیام Ayetten ayete, Kur’an’ın kalbinden   Allah bu mesajı vermiştir....

Doğuştan Ölümüne Birbirlerine Aşık Olanlar

... “Âşıklardan Azrail’e el veren olmaz. Çünkü senin aşkının âşıklarını aşk ve sevda öldürür.” Kemâl Ahmed Dede Gecelerin siyahından daha gizemli aşkım! Kalemi elime aldım, sevgilimin ismini yaz dedim. Üç nokta koydu. Aşkından duramadı bir daha yazacaktı. Ancak aşk onu çok fazla sardığından dayanamayıp çatladı, yazamadan öylece kaldı. Tek dileğim! Tatlısın sen, hep benim olmalısın. Bende bir  o olsun, diyorum. O bir ve ben bir.  Olsun birazcık ve sadece sarılmak olsun bari. Umut dünyam, bir gün sarılacağım. İşte bu düşünceler içindeyken, kalem sustu ama, ben sarmaşıklar gibi yapmayacağım, içimdeki özümü salacağım, boy boy. Sende buna engel olamayacaksın. Kalbim sabret sesleriyle beynimi zonklatıyor. Neyse cezam çekerim, diyorum.   Halime bir bakıyorum anlatmaya dilim gönlüm yetmiyor. O hep yanımda olmalı. Varlığını bileyim bununla da yetinirim, diyorum. Ah o derin gözlerin…içine dalsam…bütün hayallerimi orada görsem. Kendime ben bile hayret etm...

Cennet Bahçesi Gözyaşlarıyla Kuşatılmıştır

Aşk aynı zamanda acı çekmeyi ve fedakarlığı da içerir: "Aşkta hiç acı çekmeyeceğini zanneden bir ruh aşık olmaya kalkarsa reddedilir. Ne sükunet bahşedilmiş bir ruh aşkı bulabilmiş, ne de sakin bir yaşamı arzulayan bir ruh adanmışlığı yaşayabilmiştir. Sükunet! Bir aşığın yaşamından ne kadar da uzaktır. Cennet bahçesi gözyaşlarıyla kuşatılmıştır. "  

Ölmek Zamanıydı

Hayallerimi kaybettim. Günlerdir rüyalarımdaydın neden birden yok olmak istedin ki?. Tutkumsun, kırdım mı seni…hani sende bir şeyler söylemedin…bilebilseydim. Kuşlar başıma geldi, haberin yok, o ne çok ağladı, dediler… Dağlar gibi büyük hayatımın kahrı ve bu acı sevda, birden her yanımı paramparça etti. Her şeyim dağıldı tesbih taneleri   gibi…  Savrulmuşum. Senden kopamayacağımı biliyorum, sende biliyorsun. Kaderin bana zorla kabul ettirdiği yükler altında ezilirken, Rabbime, geçmişin değişmesi için ettiğim yalvarmalarım neden kâr etmedi? Geçmiş değişmez mi? Deme nasıl söz ki,   neden değişmez olsun? Onun bildiği yapabildiği en kolay işlerden değil mi? Her şey, geçmiş ve gelecek onun katında anılır mı? Düşündüklerimin sayısı meçhul ama, gerçekte kaç kere, çıkıp indiğim ayrılık sehpasında, boynuma defalarca çektiğim yağlı sicimin izleri    yanılsamalar değil ki, beni alıp alıp ötelere götürdü ve getirdi. Bu duruma düşer miydim, inan...

En güzel şiirlerim yazamadıklarımda

Ben Neyim? “Ne söylesem vezin alır götürür Şekle döker, kafiyeye batırır Gece birkaç mısra dile getirir Sabahleyin bozar bozar ağlarım ” Bekir Sıtkı ERDOĞAN Ben neyim?.. Bir şehrin "Don Kişotu"'mu?   Yel Değirmenlerine, herkesten önce karşı duran bir serdengeçti mi? Her seferinde künyesine sefer yazılan ve cephede her defasında yenilip geri dönmeyen, Sezai KARAKOÇ tabiriyle "yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır" aşkı ve idealini arayan bir seyyah mı?.. Bütün varlığını, kendi insanının mutluluğu ile takas eyleyen bir gönül tüccarı mı? Sahi ben neyim?.. Nedir beni divane eyleyen, kendi deryasında?.. Yoksa, halka okuma aşkı veren Ahmet Mithat Efendi'nin çığırında giden birisi mi?.. Yoksa! "Bir avare kasnak mıyım?". Dönüp durdukça, kendi ömür sermayesini berhava eden? Ya da bir Milli Kültür divanesi miyim?.. Yosa ne söylediğini bilmeyen, Yunus çizgisinde "Gel gör beni aşk neyledi" diyen bir divane miy...

Tuzağına Düştüm

“Kadîm’den sana bir şey erişirse İste o aşktır. Aşk tuzağı gelir ve seni sarar.” (Makâlât/Şems) Aşkım hayatımda kaderimde  bir toz olsa Dahi düşmesin kalbine, İncitir mi belki…diyemem de Sen tanrımsın…benimsin Sana zaten bir şey olmaz Bütün güller, bahçemde büyüse Kalbimde bir gülüm var sana kanar Güzelsin, zarifsin, iyisin Bir aşk gecesinde İzin verdinde, dünyam ne idi, n’oldu Unutulması mümkün mü Benzersizlik seninleydi Aşk ile akan sularını içtiğim gibi Puslu gözlerime şifa diye sürdüm Hastasıyım ben aşkının “Sol eli başımın altında olsun, sağı da beni kucaklasın” Sadece sen ve ben yok  biz olalım İstediğim tek şeyim Canım çekiliyordu Aşkın bana kan oldu da hayat buldum Ölecek birine   bu büyük ikram değil mi Sensin benim sığınağım, hisarım … Dilinde bir kelime olmak benim için hayat “Ol” ile binlere can verdin de Bana da “ol” sesinle     Aşkım, ol Eyvahlar demekten usandım Affedilmek için y...

Sevdam Bende Kan Bırakırsa

“Aşkı tasavvuf tarihinde ilk defa ıstırap ve elem olarak tanımlayan Hallâc Mansûr’a göre sevgi,ezeli bir sıfat ve yardımdır. Bu olmasaydı insan ne imanı ne de Kur’an’ı tanıyabilirdi.  O, ilahi aşkı pervane ve mum ışığı metaforuyla anlatır. Ona göre pervane aşığı, mum ışığı hakikatin ilmini, sıcaklığı hakikatın hakikatini, alevin içine dalmaksa hakikatin hakkını sembolize etmektedir.  Bir diğer deyişle pervanenin ışığı görmesi “ilmi’l- yakin”, ışığın hararetini hissetmesi kendisini ateşin içine atıp yanıp kül olması “Hakka’l-yakin”dir. Aşkın en son merhalesi olan bu hali anlayıp kavramak zordur.  Hallâc aşk kavramına ilk defa kanı karıştıran sûfidir. İlahi aşk yolunda benliğinden geçip “Ene’l- Hakk”dediği için idam edilirken elleri kesildiği zaman aşıkların rengi olduğu gerekçesiyle yüzünü kana bulamış, kollarına kan sürerek abdestini tamamladığını söylemiştir. “Bu ne biçim abdest?” diye sebebi sorulunca, “Aşk ile iki rekat namazın abdesti kanla alınmazsa sahih o...