Hayallerimi kaybettim. Günlerdir rüyalarımdaydın neden birden yok olmak istedin ki?. Tutkumsun, kırdım mı seni…hani sende bir şeyler söylemedin…bilebilseydim. Kuşlar başıma geldi, haberin yok, o ne çok ağladı, dediler… Dağlar gibi büyük hayatımın kahrı ve bu acı sevda, birden her yanımı paramparça etti. Her şeyim dağıldı tesbih taneleri gibi… Savrulmuşum. Senden kopamayacağımı biliyorum, sende biliyorsun. Kaderin bana zorla kabul ettirdiği yükler altında ezilirken, Rabbime, geçmişin değişmesi için ettiğim yalvarmalarım neden kâr etmedi? Geçmiş değişmez mi? Deme nasıl söz ki, neden değişmez olsun? Onun bildiği yapabildiği en kolay işlerden değil mi? Her şey, geçmiş ve gelecek onun katında anılır mı? Düşündüklerimin sayısı meçhul ama, gerçekte kaç kere, çıkıp indiğim ayrılık sehpasında, boynuma defalarca çektiğim yağlı sicimin izleri yanılsamalar değil ki, beni alıp alıp ötelere götürdü ve getirdi. Bu duruma düşer miydim, inan...