Genel olarak aşk konusu ilahi bir manada değil de daha ziyade beşeri türden bir aşk hakkında düşünülürse... Aşk, oyunların en tehlikelisidir. Ste ndhal’in bu aşk dörde ayrılır Birincisi, Portekizli rahibede ( Diderot’un La Religiuse adlı eserinden ) , Abelard’a karşı Heloie’de yahut bizde Leyla’ya karşı Mecnun’a görüldüğü gibi ihtiras-aşk, ikincisi 1760’da Paris’te hüküm süren ve bu devrin hatıraları ve romanlarında görülen zevk-aşk. Üçüncüsü maddi aşk. Avda ormandan kaçan güzel ve taze bir köylü kızı bulmak. Ona göre bu nevi haz üzerine dayanan aşkı herkes bilir. İnsanın karakteri ne kadar kuru olursa olsun, on altı yaşında bununla başlanır. Dördüncüsü , tefahür aşkıdır. İnsanların en büyük kısmı, güzel ve modaya uygun bir kadına sahip olmak ister. Bu meyanda Beşincisi aşk ruhta başlar. Bunlar sırasıyla şöyledir: Hayranlık, öpüşme duygusu, ümid, ve nihayet aşk doğar, ardından da ilk tebellür yani billurlaşma; burada da insan aşkın...