Şubat 2020 | bir ney Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ölmüşü Acıtır mı Ölüm

Yoluna can verdiğim, ateşim, nurum, bir tanem!  Sevmek, sevişmek acı günlerde acıtır, canım dayanmaz, buna yürek şahidimdir. Dert yoldaşım…sensiz yürek yürek mi ? Ruhum sevgide, fakat yakmalı yüreksizliğimi. İçimde kıyametler kopuyor, diyemem. Acıyla yoğrulmuş, kara toprağım. Dayanamazsan, gel kaçalım da, nereye? Ölümü olan hayatın neyine bağlıyız ki? Üstüne ne söylemişlerse, söylesinler ölümden başka herşey yalan. Hayatı sığdırma dar kalıplara, yüzyıllık ömrün sonu da ölüm, bir aylığın da. Koynunda şimdi ölsem düz insan olmaktan çıkar mıyım? Her gün ölen kırk defa ölümü tatsam veya söylesem, ne ifade eder? Can vermek için sıra bekliyorum, her şey gibi. Bir mum ışığı geceye yara atar ve parçalarken, sensizlik yasak olmalı. Çirkinliğin arttığı, güzelliği kaybetmiş hayatın neyine üzülüyorsun? İnsan sevgiyle yaşamalı ve ölmeli. Sabahı akşamı olmayana kara toprağın neyi artacak ki, kendinden verdiğini geri alınca? Çaresiz ağlayana sus demek boştur. B...

Kilitle

Biricik sevgilim! Bülbül dilin, serçe kalbinle Gönlümü alırken ne sevecendin Kendimi kaybettiğim günlerimde de Sakla hemi… Hayır hayır…kilitle sen beni İtiraza değmez inancımla Solmuş kalbimi Mahzeninde aç susuz Derin sevdama düğümle… Ahh…içimde kırıklardan sağlam yer kalmadı Çakabilirsin incecik bir çivi tutmaz bedenime Acısını çekmem tek ses bile vermem Sevgi ve yapraklı gül kalplim Gözlerim bulanıyor Yine de senin tarafındayım Senin için diller dökmez miyim Ne çok canım yansa Dikenlerle dişlenmiş başım Sızlanarak açılan ellerime Suskun dil yakışmıyor Seni düşünen değişmez kaderime Esintin değsin İnsafsızlığı kucaklamadan Yeni doğmuş bir   bebek gibi Sar sen beni… Söz verdim tuttum yeminimi Kavuşmak mı, nerede Sebepsiz yarınlara kalıyor Düşlerim, gözyaşlarım, Usandığım bu garip halim Hepsi aşk için değil miydi Göm çürümüşlüğümü Kokuşmuşluğum dağılmadan Üstüme taşlar at, yığ, diri diri En güzeli ey sevgil...

Bin yıl

J'ai plus de souvenirs que si j'avais mille ans. Bin seneden ziyâde yaşamışım gibi hatıralarım var. Charles Baudelaire/"Spleen"-"Melâl"

Aynaya Düşen Aşkımız

Bütün zahiri ve batının ilimlerini doğuran insandır. Allah Teâlâ   her şeyi kuşatmış olduğu gibi… İnsanı da kuşatmıştır. Kendisine Aşk tecelli eden kişiler Allah’ı insanda ararlar. Görünen şu âlemde bile bir ayna olmadan yüzümüzü göremiyoruz. Hakikate de öyledir. Manevi bir ayna olmadan bir şey göremeyiz. Bu haller sözle anlatılmaz. Konuşmanın da bir sınırı vardır. Aşk ve zevk bu sınırdan sonra başlar. Zevk ve hal kelama gelmez. Aklın bilebileceği bir şey değildir, bu zevk. Akıl ancak nefsi ıslaha memurdur. Nefsini ıslah etmeyen de zevke düşemez. … Yakub Dede

Gülümseten

Sevginin sonu aşkın başlangıcıdır. Kalp için sevgi, aşk ise ruh içindir. İçim, acımın yangınları çıkarıp dumanını sana atıyor diye üzülme, efsane aşklar bile yaşayamaz bendeki bu sevdayı çektiğim acıyı. Sana çıplaktır ruhum, aynanda kendini buluyor, aaa, o benmişim diyor...her zaman. Ne yapayım. Önceleri vurdumduymaz değildim ama sensizliğe dayanamayan aşka düştüm düşeli   savrulmaya sarsılmaya başladım. Eli ayağı yüreği öpülesi sevdam… benim için ağlayanım! Senin gibi seven bir sevgili kim olabilir, bana sormalısın. Aşkı ben senin yüreğinde, ellerinde, gözlerinde, özünde, yüzünde, gülüşünde, varlığında, ruhunda buldum. Şimdi, hayat,   umut, çare, şifa, cennet huzurum seninle. Bence seni sevmek Tanrıyı sevmektir. Yüzün benim gökyüzüm. Çok zaman bakıyorum kendimi seyrediyorum, seni ben niyetine. Öyle varlığınla doldum ki, sensizlik, yalnızca cehennemi anımsatıyor bana. İçimdeki derin yaralarım kanayınca, bağrıma kara taşlar bastığında, olur olmaz dikenler ...

Don't let me go... Beni birakma

"Yüreğinden öperim" "Kaderim...kederim" "Bir...bir" "Beraber"

Gücüm yetene kadar...

Ahh güneş burada da var Taki batana kadar Yıldızlar yine parlar Şafak atana kadar Bilsen şimdi nerdeyim Çılgın gecelerdeyim Uzun bir seferdeyim Gücüm yetene kadar Gonca güllerim vardı Burcu burcu kokardı Rengi soldu sarardı Sevip tutana kadar Ahh bir yağmurki dinmiyor Fener söndü yanmıyor Yüreğim dayanmıyor Hasret bitene kadar Yüreğim dayanmıyor Hasret bitene kadar

Doğuştan Ölümüne Birbirlerine Aşık Olanlar

... “Âşıklardan Azrail’e el veren olmaz. Çünkü senin aşkının âşıklarını aşk ve sevda öldürür.” Kemâl Ahmed Dede Gecelerin siyahından daha gizemli aşkım! Kalemi elime aldım, sevgilimin ismini yaz dedim. Üç nokta koydu. Aşkından duramadı bir daha yazacaktı. Ancak aşk onu çok fazla sardığından dayanamayıp çatladı, yazamadan öylece kaldı. Tek dileğim! Tatlısın sen, hep benim olmalısın. Bende bir  o olsun, diyorum. O bir ve ben bir.  Olsun birazcık ve sadece sarılmak olsun bari. Umut dünyam, bir gün sarılacağım. İşte bu düşünceler içindeyken, kalem sustu ama, ben sarmaşıklar gibi yapmayacağım, içimdeki özümü salacağım, boy boy. Sende buna engel olamayacaksın. Kalbim sabret sesleriyle beynimi zonklatıyor. Neyse cezam çekerim, diyorum.   Halime bir bakıyorum anlatmaya dilim gönlüm yetmiyor. O hep yanımda olmalı. Varlığını bileyim bununla da yetinirim, diyorum. Ah o derin gözlerin…içine dalsam…bütün hayallerimi orada görsem. Kendime ben bile hayret etm...

İkimizin Sağ eli

Birbirine aşk ile mi dolanmıştır o iki sağ el yoksa dua mı etmektedir? Neden iki sağ el? Bir aşk mümkün olsun diye iki elin iki farklı kişiye ait olduğu mu anlatılır yoksa tek bir sağ el aynada kendini mi seyretmektedir? Rodin müzesini gezen bir göz (=akıl) zannediyoruz “La Cathédrale“ isimli o heykeli unutamaz kolay kolay.

Söylenmemiş Aşklar

Aşkını anlatmaya yeltenme sakın  ancak söylenmemiş aşklar aşktır.  Çünkü hafif rüzgarlar tatlı tatlı sessiz ve görünmez eser.   William Blake

"Üç Nokta"ya sığmayanım...

Eskiden asker mektuplarının sonunda üç nokta bulunurmuş. Bunun nedeni asker baba ocağına bir mektup gönderir, okuma bilen bir kişi sesli bir şekilde mektubu okurmuş ve mektup en son askerin eşine gidermiş. Mektup sesli okunduğundan asker, her şeyi yazarmış da sevdiğine sevdiğini, özlemini, kavuşma arzusunu yazamazmış. Bu nedenle bütün bu anlatamadıklarını mektubun sonundaki "üç nokta"ya sığdırırmış. Bu üç nokta her şeyi anlatırmış. Eşlerin gözü de mektupla bu üç noktayı ararmış. Sen benim "üç nokta" ya sığmayan, sonsuz sevdam, İki  cihan güneşim, cennetim, varlığına binlerce hamdettiğim, Işığım, yolum, yoldaşım, tek ve son sevdam, ruhum, nefesim, kıymetlimsin... Dualarımda saklıyorum SEN' i Rabbimle BEN'im arandasın...

Seninleydim

Bembeyazım! En mutlu olduğum zaman, seninle olanlar. Onlar ki, boylu boyuna içine dalınan billur sadeliğinde ferahladığım anlar. Kendimi hissettiğim yana yana içtiğim soğuk sular! Hiç ister mi, senin  derinlerinde boğulmak varken yaşamak? Bana korku verir mi? Kucağına sarılıp erimek varken. Korkmadan gelmeli rüyalarım. Güzel rüyalarım. Bir aşkımsın tükenmez zarifliğin. Meleklerin bile hayran kaldığı sevdam. Tadın tükenmez dünya güzelliğim. Gönlüm dinim imanım her şeyim. Sensiz yapabilir miyim? Asırlık kurumuş toprak olan beni ferahlat.   Kavuşma günleri olmaya olmaz, Belki özümden gizli bir hasretle Öpeyim, öpsen beni. Ne bilirdim sevmeyi sevilmeyi. Seninle aşkı, tatlılığı Hayallerime kimse karışamasın. Kendime  dünyalar kurdum. Kanım canım diyerek. O güzel dudakların göğüslerinle. Elinle sıkılmış kan şerbetini içiyorum. Bugün beyazlar giymişsin. Aşkın darına zülfünle as ki beni. Kanım sıçramasın… Ben sana canımı ...

Yüreğime Düştüğün Günden Beri...

Yüreğime düştüğün günden beri sevgilim, Gül kokulu bir sevda büyür içimde; Hasret toprağında filizlenip, gözyaşıyla sulanan... Yüreğime düştüğün günden beri bir tanem, Kuyruğuna umutlar bağladığım uçurtmalar, Yarışır göklerde, zümrüt ü ankalarla... Yüreğime düştüğün günden beri canparem, Aşkın mumdan bir gemi, ateşten deniz üstünde, Yelkeninde hasret meltemiyle, Mutluluk limanına yanaşmakta... Yüreğime düştüğün günden beri sevdiceğim, Kalbimin kuytularından bir çocuk el sallar, Tekrar günışığında, masum gülüşüyle biraz da yaramaz... Yüreğime düştüğün günden beri gözbebeğim, Gecem şafakla öpüşür, dokunmaya hasret, Umudun sıcak koynunda... Yüreğime düştüğün günden beri nefesim, Saraylar inşaa ederim, gece hayallerimde; Sultanı sen, sevdası ben Sonu; gökyüzünden üç elma düşmüş ile biten... Yüreğime düştüğün günden beri canımın içi, Hasret ırmaklarıyla coşan çağlayanlar; Vuslat denizlerinde, cennet kıyı...

Aşkımızı Dağıtalım

Bir zamanlar, ay ı ş ığı alt ı nda sudaki aksini seyrederken, seninle yan yana olsayd ı m nas ı l sar ı l ı rd ı m diye d üşü nürd ü m. Nerede eskimez unutulmaz hatıralar. Sana olan erişilmez bu duygum beni giryân ile suzan ettiğinden gözlerime hâkim olam ı yorum. B ü t ü nüyle bu umutlar ö ylesine g ü zel g ö r ü n ü yordu. Diyorum ya her zaman seninle temiz bir ömür sürmek için yarat ı lm ı ş t ı k.   Ancak olmadı ve hayat i ç imde ayr ı ayrı kanayan deva bulmaz yaralarlar a ç t ı . Her zaman aynalara bakar ı m. Bir yans ı man olmaz m ı ? Düşü ncelerimle seni i ç imde buldu ğ umdan, olur ki, birde g ö z ü mle aynada aksini g ö rsem ne güzel olurdu. Böyleyken ben seni i ç imde buldum g ö z ü mde seni g ö rse diyorum. Ah aynalar ger ç e ğ i de ğ il iç g ö z ü m üz deki seni yans ı tabilseydi... Neyse… A ğ layarak ç ı nlayan, g ü vercinim … En iyi ayna, bence içimizde gizlediğimiz aşk olmal ı . … Aşk u ğ runda gerekirse hayat ı m ı veririm. Ancak bu bir çö ...