Efendim!
İki gündür
rahatsızım. Efkârlıyım demek uygun düşmez ama, sebepsiz yıkılıyorum. Hem derdim
var hem de seni düşünüyorum, hasret ve üzüntü karşımı… özellikle de geceleyin…kat
kat.
Neden
geceleyin?
Çünkü
geceleyin, yalnızlık başıma konuyor, sessizlik içinde kitap okuyorum, bilgisayar
başında derken sen daha çok yanımda oluyorsun.
Sevmeyi
sevilmeyi yeni anladığım şu vakitlerde senin varlığını idrak etmek bir sonsuz
bir mutluluk.
Sana aşık
olmak…onun üzerinden seninle konuşmak çok güzelken, bazen susmakla daha iyi
anlaşılıyor…sevginin katmanları, içindeki gizemleri. Yoksa susunca bazı şeyler
bizi uyarıyor mu…bunu düşünüyorum da…bir acı doğru gibi.
Hakikatte, aşk
hakkında hiçbir şey bildiğiniz yok. Aşk bir gizem. Yaratıcının bile etkisine
girdiği bu hal için ne denilir, kavramak zor.
Aşk bir
girdap. İçine aldığını çeker yutar veya
devrindeki hızdan dolayı dışların dışına atar. İkisinin de olma ihtimali eşit.
Benim güzel
ebedi aşkım!
Her zaman hayalimde
yaşamanı istiyorum.
Bu sabah zor geçen
gecemin mükâfatı gibi, gözlerinin füsukâr bakışı kalbime ok gibi saplandı. O an
herşeyden soyutlanmış gibi oldum.
Ey tanrım
dedim bu aşkın içinizde büyümesini sağlar mısın?
Bu halim
gelince hislenip hemen ağlardım. Neden
ağladığımı bilmeden. Ancak bugün çok hastaydım. İçimi kaplayan bir üzüntünün
eseri olmalı. Bedenim benden ayrı bir dünya gibiydi…
Sordum
aslında derdin ne diye?
Ayrılık dedi…
Uğruna
ağladığım sevindiğim kişi…seninle içime
bir sükûnet geldi.
Beni
sevindiren bir şey gördüğümde seninle paylaşamayacak olduğumda üzülüyorum, çok
sana söylemesem de.
Bir seven insan
sevdiğinden bir an ayrılmasından daha kötü bir şey olamamalı. Bunu idrak etmek
ve anlatmak bile acı. Bir hayali hikaye
bile olsa
Sen yoksun
ya… o an aşk en acı veren şey oluyor. Eğer kaderi değiştirebilseydim ve ölüme meydan okuyabilseydim seni kimselere bırakır mıydım?
Fakat…?
…
Gözlerimi
kapattığımda sesini duyuyorum ve sonsuza
dek bulmuşum der gibi, kendimden geçip
hayalini kuruyorum.
Fakat…?
…
Sevdam !
Kalbim
sızlasın. Şu an huzurluyum demektense kalbimin sızlaması daha iyidir.
Senin şu an
bir acı ile ellerin sıkıntıda ise ben de sızlansam sorun olmayacak demektir.
Ne
diyeceğimi bilemiyorum.
Bizim için dua
ederken kendimi iyi hissediyorum, ancak
ne çok değişmesi ve düzelmesi gereken konu var ki kimi neyi nasıl derken içime
gömülüyorum.
Dua ve niyaz
etmesek mi?
Sanırım bu
düşüncelerden kurtulursak, mutlu olabiliriz.
Sessizlik
düşüncem bu. Ama bu da tedavi etmez ki, benim sustuğum yerde sen, senin sustuğun
yerde ben sıkıntıya düşüyorum. Bu sonsuzluk ilkesi…zıtlar hayata hareket veriyor.
İyilik geldi mi kötülük, kötülük geldi mi iyilik peşi peşine gelir.
Sessizlik
kafamızı düşüncelerle doldurur sonra bizi
sadece hasta yapar. Hayat seven insanlar için sıkıntıdan başka bir şey miras
bırakmadı ki…bize değişik olsun.
Sorarsan bunlardan
nasıl kurtulabiliriz?
Güvenerek ve
sabrederek…
Ben güvenme
konusunda hep sana pozitifim…öyle ise sende korkma…kalpten kalbe bir yol
bulunur daima
Sancım.
Yorumlar
Yorum Gönder