bir ney Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aşkı Yenemeyen Şövalye: Cyrano De Bergerac

"…nedir ki buse, Biraz daha yan yana yapılan bir vaattir. Yemindir kanmayana. Bir itirafın candan bir delil bulmasıdır; …Sevişmek mastarının gül pembe noktasıdır. Bir şiirdir ki söylenir ağza, kulak yerine… Bir gönül hazzıdır ki hep derinden derine yayılır. Bir visaldir karanfil lezzetinde. Dudakların ucundan tatmaktır ruhu biraz." --------------------------------- “Ne yapmak gerek peki? Sağlam bir arka mı bulmalıyım? Onu mu bellemeliyim? Bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi, önünde eğilerek efendimiz sanmak mı? Bilek gücü yerine dolanla tırmanmak mı? İstemem, eksik olsun!” Biraz önce verdiğim alıntı; Edmund Rostand tarafından 1897’de yazılan Cyrano de Bergerac adlı tiyatro eserinden bir alıntı. Bugünkü konumuz da Bergerac’ın ta kendisi. Hem 17. yüzyılda yaşamış Fransız şairi, hem de onun hayatından esinlenerek yazılan oyunu konuşacağız. Kemerlerinizi bağladıysanız, başlayalım. 17. yüzyılda yaşamış olan Cyrano de Bergerac; bir silahşör, şair, oyun yazarı ve filozof. Anlay...

Aşk Ödün Vermez

Aşk gerçekte herhangi bir kişiden olağanüstü bir kişi yaratmaktır. O bir yüceltme edimidir. Tartışmadan yüceltme eğilimidir. Aşk karşıdakini yani sevgiliyi yüceltmekle başlar. Aşkta yüceltmenin sınırları çok geniştir ya da hiç yoktur. Halkımız bu yüceitme işinde sınır tanımamış­ tır. Bir manide şunları okuruz: “Gökte yıldız yüz altmış   Kaşların keman çatmış    Tanrı bizi topraktan   Seni nurdan yaratmış". Aşk buyük boyutlarda tartışmasız benimsemedir. Aşk tartışmaz, irdelemez, hiç mi hiç kuşkulanmaz, yalnızca benimser. Kısa sürede dönüşsüz bir tutuma dönüşür, inatçı bir yönelim olur çıkar. Ödün vermez. Ödün vermeye başladığı yerde sönmeye, sonunu elleriyle çizmeye başlar. Ödün vermeye başladığı yerde azçok uzun süreli bir kendini yoketme girişimi için koşullar oluşturur, bunu yaparken kendi yasalarının dışında formüllere bel bağlar, örneğin ahlak kurallarına başvurur ya da toplumsallığın bir 9takım alışkanlıklarını kullanır. Gerçek aşk bükülmezliğiyle ve bölünmezlig...

Karasevda

Aşkın yıkıcı biçimleri dilimizde çok güzel bir sözcükle, "sevda" sözcüğüyle belirlenir. Aşkın en yıkıcı biçimlerini belirlemek için de "karasevda" terimini kullanıyoruz. Sevda ya da karasevda bize her zaman umutsuz aşkları düşündürecektir. Umutsuz ve tek yanlı aşk için daha çok "gizli sevda" deyimini kullanmaktayız. Toplumun ya da karşıdaki kişinin hiçbir biçimde benimsemeyeceği bir aşk yönelimi kişiyi tam anlamında bir umutsuzluğa, oradan giderek yıkıma itecektir. Halkımız sevdayı ölümle bir tutmuştur. Bir manide şu sözlerle karşılaşırız: "Elmanın yarısıdır  Başımın ağrısıdır  Sevda deyip geçmeyin  Ölümün yarısıdır ". Her aşk karşısında bir takım engeller bulur, bazen bu engeller toplumun kesin yargıları olarak çok ağır bir yaptırım getirmektedir. Görenekler birdenbire aşkın karşısına dikiliverirler. O durumda bütün umut kapıları kapanmıştır. Aşık her kapıyı açmaya hazırdır, o bir gözüpektir, ancak onun da açamayacağı kapılar vardır. Selim ll...